Aladağlar: Müezzin, Foxway, Hain Papaz, Pamuk Prenses, Lupus tırmanışları
Aladağlar Bungalow Camping’den, hızla turuncuya kesip bir anda karanlıklara karışan Demirkazık’ın batı yüzüne bakıyoruz. Bu sefer Demirkazık’a bulaşmayıp onun gölgesinde kalan Cimbar ve Karayalak’ta tırmanacağız. Bir de uzaklarda kalan, geçen sene Adana’ya giderken hayretle baktığım masif Yelatan duvarında.
Seyahat yasaklarının kalkmaya başlamasıyla Özcan (Kanbur) ve Deniz (Erkmen) ile dağ planları yapmaya, rehberleri ve raporları karıştırmaya başlamıştık. Korona sürecinde her ne kadar antrenman yapmaya çalışmış olsak da tırmanış performansımız kaçınılmaz olarak düştüğü için sene başında kurduğumuz büyük hayalleri yaz sonuna ertelemiştik. Sağdan soldan bütün teknik malzemeleri toparlayıp, dört aydır dağa gitmemiş olmanın acemiliğiyle hazırlanmaya başladık. Altı tamamen yırtılmak üzere olan zirve çantam, bağcığı kopmuş botlarım, delik deşik olmanın ötesine geçip fermuarları tamamen yırtılmış pantolonum, kayışı kopmuş saat, eksik oyun kartları, tam açılmamış frictionlar gibi aşırı önemli problemleri çözdükten sonra hazırdım. Tabii yola çıkmadan bir de tüm ekibin burç falına baktım. Fala göre, zirveye Koç burcunun (Özcan!) desteğiyle varıp, o zirveye varmadan onu aşağı itecekmişim, sonra da zirvede yalnız olduğum için üzülecekmişim…Buna rağmen plana sadık kalıp dağa doğru yola çıktık.
1 Temmuz — Le Chant du Muezzin (6a, 150m. alpinspor)
Özcan ve Deniz’le beraber Aladağlar’a varışımızın ilk gününde Kazıklıali’de spor tırmanış ve ertesi sabah da tek ip boyu bir geleneksel rotada kayaya ısındıktan sonra, 1 Temmuz’da Dennis Condevaux ve Pascal Duverney’in 1993’te açtığı Cimbar’daki Müezzin’e girdik.
Rota sabah saatlerinde güneş alıyor, bu yüzden Recep ve Zeynep’in önerisiyle öğleden sonra girmeyi tercih ettik. Cimbar’ın girişinden yaklaşık 40 dak. yaklaşım sonrası 15.20 de VI+’lık ilk ip boyuna girdim. Sırtın solundaki çatlaktan kolay bir şekilde başlayan rotanın devamı slablardan ve bir iki tane de hafif negatif gibi gelen hamleden oluşuyor. Slablar hem çok keyifli hem de açık bolt aralarına alışmak için iyi bir fırsat sunuyor. 50m. lik ip boyu setin üzerindeki boltlu istasyonda sona eriyor.
Özcan yukarı gelirken rotada oldukça oynayan bir kayayı aşağı atıyor. Uzun uzun ve ağır ağır tüm ağırlığıyla düşen kayanın vadideki köşeli yankılanmalarını sessizce dinlerken, garip bir şekilde, dağda olmayı baya özlediğimi düşünüyorum.
VI’ lık ikinci ip boyunu Özcan gidiyor. İlk ip boyu gibi burada da malzeme atacak bol yer var. Hafif negatif hissettiren bir iki hamle yapmak gerekiyor. Bu hamlelerden önce malzeme atma imkânı var. İstasyon aşağıdan görünmüyor, tırmanışa devam edince 40.-50. m de önünüze çıkıyor.
V+’ lık üçüncü ip boyunu Deniz gidiyor. Rota soldaki çatlaktan başlayıp, yukarıdaki çürük hörgüç kayanın solundan devam ediyor. Bu ip boyunda pek bolt yok. Sette biraz devam edince sağda boltlu istasyon var. “Rota sık boltlu kesin girelim” diye diye kandırdığım Deniz’e boltsuz ip boyunun gelmesi biraz talihsiz oluyor tabii.
Bu istasyonda ipten çıkıp, serbest bir iki metre yükselip 15 metre kadar sette yürüyünce sağda iniş istasyonunu görüyoruz.
60 metrelik inişle iki set aşağıdaki ağacın dibine varış ve rota dibine frictionlar ile geri yürüyüş sonucunda 20:30’da tırmanış bitiyor.
Rota boyunca Özcan ile sonraki günlerde tırmanacağımız Hain Papaz rotasını keserek fotoğraflarını çekiyoruz.
İstikamet Alabalık.
3 Temmuz — Foxway (6b, 240m. alpinspor)
2012’de G.Ghiglione ve P. GianFranco’nun açtığı oldukça sık boltlanmış Cimbar’daki bu rota kilit ip boyunda biraz spor tırmanış hissine yaklaştırıyor ve bence verilen derecesini daha düşük hissettiriyordu.
Rotanın dibinde yanlışlıkla iki sol friction getirdiğimi fark etmemle, rotanın ilk 3 kişi ama 5 frictionlı çıkışını yapmaya başlıyoruz. Olan Özcan’a oluyor, ben lider giderken onun sağ friction tekini alınca, Özcan da sırt çantası ve botunun tekiyle artçı geliyor. Sonra da ayakkabıları değişiyoruz=) Sonraki günlerde herkesin başka bir frictionı patlayınca, rotadayken herkes sol frictionını bir yanındaki versin, gibi geyiklere başlıyoruz. Bu da bizim tırmanış stilimiz.
İlk ip boyuna, 5c, Özcan 07.40’ta giriyor. İkinci ip boyunu, 6a+, güzel çatlaklar ve slablardan devam ediyorum. Üçüncü ip boyunu, 6a, giden Deniz hızını alamayıp boltlu istasyonu görmeden (istasyonu sağda aramalı) diğer ip boyuna, 5c, girince ortada istasyon kuruyor. Böylece Deniz bugün de istediği bolt coşkusunu tam olarak yaşayamamış oluyor. Özcan devam edip 10 metre yükselince istasyonu görüyor.
Sonraki ip boyu dik fakat güzel çatlakların olduğu kilit ip boyu, 6b. Sağ ayağıma baya büyük gelen Özcan’ın frictionından dolayı mümkün olduğunca taban yaslayarak setteki istasyonda ipi bitiriyorum. Önceki ip boyunda Özcan’ın da ip boyunu giden Deniz, son ip boyunu, 5c, Özcan’a hediye ediyor. Özcan sağa geçip çok da kolay olmayan hamlelerle yukarı varırken, sete bizden sonra aynı rotadan tırmanışa başlayan Güçlü ve Yıldırım geliyor. Tanıdık insanlarla rota tepelerinde karşılaşmak ilginç bir duygu, hele koronavirüs izolasyonu sırasında insanlarla “karşılaşmak” mefhumunu tamamen unuttuktan sonra. 4 derecelik son ip boyunu tırmanmamaya karar verip saat 13.00’da inişe geçiyoruz.
15.00’e doğru rota dibinde malzemeleri toplamış dönüşe hazırdık.
İstikamet, Kızılınbaşı’ndaki gün batımını izlemek için Kazıklıali.
4 Temmuz — Hain Papaz (VI-, 200m. geleneksel)
Özcan ile dinlenme günümüzü tırmanarak değerlendiriyoruz, tabii ki biraz yorgunuz. Rehberden görüp estetik olarak çok beğendiğimiz, sonra da Müezzin’e tırmanırken bakıp inceleyince tırmanış olarak da beğeneceğimizi düşündüğümüz Hain Papaz rotasına girmeye karar verdik. VI- zorlukta 200 m.lik bu geleneksel rotayı 2008’de Arif Mithat Amca ve Alper Kabran açmışlar. Rota öğleden sonra güneş alıyor.
Yine saat 5 te uyanıp 6.30’da yola çıktık. Müezzin’in dibinden sağa doğru yükselip Hain Papaz’ın bacasının dibine geldik. İlk ve kilit ip boyu olan 60m lik, VI-, bacaya Özcan girdi -saat 8. Oldukça yavaş ve dikkatli yükselmesinin sebebini daha emniyet alırken anlamıştım, tabii ki çürüklük. İpin de sürtmesiyle yukarıdan baya taş inebiliyor, sağımdaki güvenli kovuktan emniyet almaya devam ettim. Baca için büyük no (3–4) cam getirmek iyi bir tercih olabilir. Özcan bacanın daralan ve dikleşen son kısmına girmektense bir çalının üstünden, hafif zor ve negatif bir hamleyle sağa geçip istasyon kurdu. Benim de yavaş tırmanışımla, ilk ip boyunun sonunda saat 10 olmuştu. Bu yavaşlığımız bizi önümüzdeki rota planları hakkında düşündürdü. Çürüklük ve günlerin yorgunluğunun bizi bu kadar yavaşlatması normal mi?
Sonraki daha sağlam ve daha kolay ip boylarında oldukça hızlandık. İkinci ip boyunu da, (IV+), Özcan gitti. İstasyonun sağındaki slablardan yükseldi, önce sola geçerek orijinal rota ile birleşti ve yine orijinal rotadaki gibi sağa geçerek sette babadan istasyon kurdu.
Sonraki ip boyunda, (V+), iki üç negatif hissettiren hamle ile bir rampanın üzerine çıkıp sola geçtim. Burada başlayan bacayı dik çıkıp yukarıdaki ağacı hedefledim. Yer yer çürük bloklar var dikkatli tırmanılmalı. Ağacın solundaki sette, babadan istasyon aldım.
Sonraki ip boyunda, (V+), dik ve zevkli slabda birkaç hamle ile sola geçtim. Burada bir sikke var. Bir bacanın dibine vardım. Yine yer yer çürük blokların olduğu bacayı oldukça çürükleştiği yere kadar devam ettikten sonra, sağa geçtim. Sağa geçilen yerde oynayan dev bir kaya bloğu var dikkat. Hemen kayanın üzerindeki ağaçtan istasyon aldım. Böylece son ip boyunu tam bitirmeyip ikiye böldüm.
15–20 metrelik kalan ip boyunu, (IV-?) Özcan gitti. Ağacın üstünden yükselip tamamen sağa geçerek rotayı bitirdi. 13.30’da ikimiz de istasyondaydık.
Son ip boyunu çıkarken, yine insanlarla karşılaştık. Korona sürecinde uzun zaman izole yaşadıktan sonra duvarda insanlarla tesadüfleşmek çok acayip. Önce tepemizde “aşağıda insan var galiba” diye konuşan sesler duyduk, çıktığımızda ise kimse yoktu. Karşı rotada ise, “So İt’s Life” rotasını tırmanan Güçlü ve Yıldırım’ın seslerini duyabiliyorduk.
İniş için, Müezzin’in kütlesiyle birleşen küçük kulvarı hedefledik. Zirveden sonra sırtı genişten alıp yürüyerek bu birleşim noktasına iniliyor. Birleşim noktasında 3 derecelik kaya tırmanışıyla birkaç metre inilip çarşaklı kulvardan aşağıya basılıyor. Rota dibine ya da direkt Müezzin’in dibine inilebiliyor. 14.30’da arabadayız.
Gece, Özcan ve Deniz’le Çamardı’nda arabayı kenara çekip Kaldı’nın arkasından yükselen dolunayı doyasıya izledik. Ezberlemeye çalıştığım ama nerede saklayacağımı bilemediğim bu manzarayı Özcan ve Deniz ile paylaşabilmek ayrı bir güzel.
5 Temmuz — “Lütfen benim dengemi bozmayınız!”
Kazıklıali’de Deniz spor tırmanırken Özcan’la ben de rest ilan ederek, emniyet almaca ve birer rotaya girmece yaptık. Sarımemetlere gidip tanıdıklara selam verdik. Deniz slab tırmanıp, slablara dair nefret söylemleri yayarken ben de yine burçlara düştüm. Deniz’in burç mottosu “Lütfen benim dengemi bozmayınız!” çıktı. O sırada tırmandığı ve önümüzdeki günlerde gireceğimiz slab rotalar için oldukça manidar bir motto!
6 Temmuz — Pamuk Prenses (6b, 245m., alpinspor)
Zeynep Tantekin, Daniel Anke ve Recep İnce tarafından Sokullupınar’ın üzerindeki Kayacık kampının hemen karşısındaki kulede açılan 6 ip boylu rotaya saat 07.00 civarı girdik. Komşu rotaya da Cüneyt, Yücel ve Mücahit girdiler, yine bir karşılaşma. Deniz ve Özcan’ın sırayla lider gittiği 6a ve 6a+ lık slab ip boyları oldukça keyifliydi.
Bu sefer, geçen rotalarda sürdüğüm sefanın karşılığı olarak çileli 3–4 derecelik ip boyunu ben gittim. Sonra 6b lik kilit ip boyuna girdim. Art arda çok keyifli sportif hamleler ve malzeme de atma imkanı ile çok güzel bir ip boyu. Sonrasında Özcan’ın gittiği 6a’lık ip boyunun da zorluk açısından bu ip boyundan pek de altta kalır yanı yoktu açıkçası. Hatta yukarıdaki slabdaki kilit hamlesi bana aşağıdaki 6b den daha zor geldi diyebilirim. Öğleden sonra oldukça güneş almaya başlayan rotadan yana yana inişe geçtik. Takılan iplerle uğraşırken rotanın dibine varmamız 16.30 u buldu.
7 Temmuz- Yelatan duvarı — Lupus (260m., 6a+, alpinspor)
Özcan’la 06.30’da Aladağlar Camping’den çıkıp Adana yönüne doğru gittik. Yelatan köyüne girmeden önceki benzinciden 50–100 m. sonra sola mıcır bir yola girip Yelatan’ın neredeyse dibine kadar vardık. 7’de arabadan inip akan dereden karşıya geçtikten sonra yaklaşık 40 dakika orman içinden ve çarşaktan yükselerek rotanın dibine ulaştık. Rota 2008’de Zeynep Tantekin, Recep İnce ve Emre Altoparlak tarafından açılmış. Daha önce girdiklerimizden çok daha az boltlu olan rota büyük keyif yaşatıyor.
İlk birkaç ip boyunda 3 ya da 4 tane bolt olmasına rağmen rotayı bulmak kolay. Genelde doğal çatlak hatlarına bağlanan slablar aşılıyor. Her ip boyu neredeyse 60 m. diyebiliriz. Arada babalar da emniyet noktası olarak kullanılabiliyor, ekstra perlon iyi gider. 3 no cam birkaç kere kullandık.
Saat 8’de Özcan ilk ip boyuna girdi. Rota dibinde baba var. 5c ip boyu slabdan başlıyor sonra soldaki dikliğe vuruyor. Dik yerde 2 bolt var. Sette boltlu istasyon.
İkinci ip, 5c, setin üstüne çıktıktan sonra sola doğru giden baca tırmanılıyor. Uzun süre bolt yok fakat malzeme atmaya da çok gerek yok, sağlam yapılı çünkü. Toplam tahmini 3 bolt 2 ara malzemeyle küçük sete varıyorum, boltlu istasyon.
Üçüncü ip, 5a, sağdaki kısa bacadan başlayıp dik yükseliyor. Sağ yüze bakan bir kayanın üzerinde boltlu istasyon.
Dördüncü ip, 6a+, kilit ip boyu. İstasyondan sağa doğru bakınca yana geçilen yerde boltlar görülüyor. Bu ip boyu diğer ip boylarına göre daha sık boltlanmış. Sağa geçtikten sonra çatlaktan tırmanışın sonunda kilit var. Hafif negatif pozisyon veren ve yukarıda sadece slab el olan kilitte sürtünmeye güvenip hamle yapmak gerekiyor. Hemen kilidin altındaki bolt sağ olsun güven veriyor zaten. Topoda görünen tavanın altında boltlu istasyon.
Beşinci ip, 6a, Özcan 12’de giriyor. Slabdan sağa geçerek uzun süre çürük blokların olduğu dik çatlak ve bacalardan dikkatlice ilerliyor. Artçı giderken de ne kadar dikkat etmiş olsam da slabda bastığım bir çıkıntı ve yukarıda da denge için hafif ağırlık verdiğim büyük bir parça kopup gidiyor. Çürüklük açısından dikkat gerektiren bir ip boyu. Özcan 60 metrenin tamamını gidip yukarıdaki sete ulaşıyor.
Hava tahmininin 3 ten sonra yağmur vermesi, Adana tarafından gelen gök gürültülü bulutlar ve son ip boyuna dair aldığımız çok da çekici olmayan yorumlar sonucu, 6. İp boyunu tırmanmanın çok da anlamı olmayacağına karar verip 13.30’da rotadan inişe başlıyoruz.
Yeni uygulamaya başladığımız ip toplama tekniğiyle ipi hiç bir yere takmadan hızlıca iniyoruz. 15.00 da rotanın dibine ayak bastık. Derede eğlendikten sonra 16.00’da arabadaydık.
İstikamet İstanbul artık.
Bize malzeme ve rota önerisi konusunda destek olan adını sayamayacağım kadar çok kişiye teşekkür ederim(z).
Sumru Tamer (sumru.tamer@gmail.com)- 21.07.2020