Kanayan Parmaklar, Dolu Fırtınaları ve 600 Metre Dikey Duvar: Üç Kadın Büyük Duvar Tırmanma Rekorunu Nasıl Kırdı? — Sasha DiGiulian
Çeviri: Sumru Tamer
Aralık 6, 2022
— — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — —
Sasha DiGiulian, Brette Harrington ve Matilda Söderlund, bu stildeki en zor rotalardan birini göndermek için İspanya’ya gitti. Rayu, 16 ip boyu eli kesen kireçtaşı ve 5.14b (Fransız 8c, UIAA XI-) kilide sahip. DiGiulian için, bu tırmanış aynı zamanda atletik kariyerinin zirvesine geri dönüşün de sinyalini verdi.
— — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — — —
Saat 03.00 ve banyo zemininin soğuk fayanslarında dizlerime sarılıyorum. Paylaştığımız otel odasında uyuyan tırmanış partnerim Brette Harrington’ı uyandırmak istemiyorum. Nefes alamıyormuşum gibi hissediyorum. Terden sırılsıklam oldum ve düzenli nefes almaya odaklandım. Nefes al — bir, iki, üç, dört, tut… Nefes al, tut. Yinele. Üç saat içinde uyanmam gerekiyor çünkü, önümüzdeki ayı kendisini tırmanmaya çalışarak geçireceğimiz büyük duvar rotasının altındaki ana kampımıza 4 kilometre yürüyeceğiz.
Şüphelerim var: Ya tüm bu yeni takımı kurmuş olmama rağmen hazır değilsem? Ya tırmanışın ilk adımlarını bile yapamazsam? Ya birisi incinirse? Ya incinirsem?
Başım dönüyor. Klostrofobik hissediyorum. Kalbim çarpıyor. Boğazım şişiyormuş gibi hissediyorum. Bu hayatımın ilk panik atağı ve çok korkuyorum.
O akşam erken saatlerde, Brette ve ben, üçüncü tırmanış ortağımız İsveçli Matilda Söderlund ve dört kişilik film ve destek ekibimiz: Ryan Sheridan, Priscilla Mewborne, Chris Alstrin ve Michael Potter ile birlikte, İspanya’nın kuzeyindeki Picos de Europa vadisinin kalbindeki küçük bir dağ kasabası olan Posada de Valdeón’a vardık. Çantaları karıştırarak, eşyaları sırt çantalarına yeniden dağıtarak ve 16 ip boylu sert kireç taşı rota Rayu’yu denememize yardımcı olmak için kiraladığımız hamallarla lojistiği ayarlayarak uzun bir gün geçirdik ve — eğer misyonumuzda başarılı olursak — Rayu yakında tamamen kadınlardan oluşan bir ekip tarafından tırmanılan en zor büyük duvar rotası olacak.
Daha çok barı andıran bir restorana bağlı bir hostelde kalıyorduk. Yüksek sesle İspanyolca ve sarhoş kahkahalar odayı dolduruyordu. Akşam yemeği sırasında barmen bize, koordinasyonu beraber yaptığımız yerel bir dağcının, keşif gezimizin ilk haftasında dağdan helikopterle kurtarılmamız gerekeceğine dair bahse girdiğini söyledi.
“Eh sonuçta, dağ çok tehlikeli,” dedi yerel dağcı kendini savunurken. “Belki de sol taraftaki daha kolay rotaları denemeniz daha iyi bir fikir olabilir.”
Erkekler tırmanma yeteneklerimi hatırlayabildiğim kadarıyla her zaman hafife aldılar. İlk sponsorluk anlaşmamı 12 yaşındayken, on buçuk yıl önce imzaladım ve o zamandan beri bir adamın her zaman benden daha fazlasını bildiğini varsayacağını, kilit betasına sahip olduğuyla övüneceğini veya daha kolay bir tırmanış önereceğini tahmin etmek için yeterince seyahat ettim. Kendimi buna göre ayarlamayı öğrendim. Yine de Posada de Valdeón’da farklı bir şeyler hissettim.
Geçirdiğim son birkaç çalkantılı yıl üzerine düşündüm: Meksika’daki bir keşif gezisi için kurduğum ekibin bir üyesi trajik bir kazada öldü ve ABD’ye döndüğümüzde dünya aniden pandemi tarafından kapatıldı. Sonra kronik kalça ağrısı ve beş ameliyat beni dokuz ay boyunca sporumdan uzaklaştırdı. İspanya’ya yaptığım seyahat, üç yıl içinde Boulder, Colorado’daki evimden uzakta olduğum en uzun yolculuk olacaktı. Şüphe içime doğru sızdı. Sadece kendi evimin rahatlığına dönmek ve garajımda daha fazla antrenman yapmak için daha fazla zaman harcamak istiyordum. Belki de hazır değilimdir, diye düşündüm. Belki de haklıdır.
O gece fazla uyumadım. Panik atağımdan sonra bile, endişe beni uyanık tuttu. Saat 03:30 ile 04:00 arasında otel yatağımda sızdım. Rüya görmeye başlamadan önce alarmım beni uyandırdı. Brette, Matilda ve ekibimizin gelecek ay ikamet edeceği dağ olan Peña Santa’ya tüm malzemelerimiz ve ve uyku ekipmanlarımızla iki buçuk saat yürüyüş yapma zamanı gelmeden önce bir muz ile şirketim Send’in ürettiği enerji barlarından bir tane yedim.
Rayu’yu ilk kez ameliyat sonrasında yatakta yatıp iyileşirken öğrenmiştim. Eylül 2021'di ve sonunda geçireceğim beş ameliyattan ikisini geçirmiştim. Bir zamanlar tırmanabildiğim seviyelerde tırmanmaya geri döneceğimden emin değildim. Tamamen yeniden oluşturulan kalça yapımın, displastik kalçalarımdan kaynaklanan kronik ağrıya karşı koyması gerekiyordu. Femur başlarımın düzenli olarak soketlere girip çıkmasına neden olan bir dengesizlik yaratıyordu kalçalarım.
Telefonumda gezinirken, on yıldır tanıdığım enerjik Bask kardeşler Iker ve Eneko Pou’nun, İspanya’nın Cordillera Cantábrica bölgesindeki Picos de Europa’daki 600 metrelik 5.14b (Fransız 8c, UIAA XI-) lik rotanın ilk tırmanışlarını yayınladıklarını gördüm. Rota Asturyaca’da “yıldırım” anlamına gelen Rayu olarak adlandırılmıştı. Rota, 16 ip boyu boyunca genel olarak 5.12 (6c, IX) tırmanıştan oluşuyor, ki bu benim konfor alanım içinde, ancak kilit, daha önce tırmandığım en zor büyük duvar derecesi olan 5.14b (Fransız 8c, UIAA XI-) olarak derecelendiriliyor. Pou kardeşler ve partnerleri Kico Cerdá, rotayı 2020'de beş haftada açıp sonunda tek seferde tamamladı ve kısa bir süre sonra da rotayı yayınladı. Rayu, Pou kardeşlerin düzinelerce epik ilk tırmanışlarından biriydi, bu yüzden tavsiyelerine güvendim. Bir aydan kısa bir süre sonra onları aradığımda, beni tırmanmam için teşvik ettiler, ancak rotayı açarken mümkün olduğunca az bolt kullandıklarını söylediler, yani ipimi bir sonraki noktaya takmadan bir seferde 11 ila 12 metre boyunca bölümler tırmanmam gerektiği konusunda uyardılar. Tırmanıcılar bu bölümleri düşülmez bölgeler olarak adlandırırlar: iyi tırmanmanız ve tamamen odaklanmanız gerekir, çünkü düşmenin ciddi sonuçları olacaktır.
2013 yılında, bugüne kadarki en zor büyük duvar derecesini tırmanan ilk kadın oldum — İtalyan Dolomitleri’ndeki Bellavista 5.14b (Fransız 8c, UIAA XI-)- daha sonra 5.14a/b’ye düşürüldü- büyük bir balkona sahip bir alpin rota. Bunu 2017'de, İspanya’dan Edu Marin ile Madagaskar’da 5.14b (Fransız 8c, UIAA XI-) lik büyük bir duvar olan Mora Mora’nın ilk kadın tırmanışı ve şimdiye kadarki ikinci tırmanışı ile takip ettim. Brette, Matilda ve ben başarılı olursak, bir kadın ekibinin şimdiye kadar tırmandığı en zor büyük duvar rotasıyla tarih yazacaktık. Benim için Rayu’yu tırmanmak, profesyonel bir sporcu olarak kariyerimin zirvesine geri dönüşün sinyalini verecekti.
Ekim 2021'de keşif ekibimizi toplamaya başladım. Eski bir arkadaşım olan Matilda, listemde ilk sıradaydı. İkimiz de 1992 doğumlu, uluslararası yarışmalarda birbirimize karşı tırmanarak büyüdük ve yarışmalardan sonra dışarıda eğlenmek için yakındaki spor tırmanış bahçelerine gidiyorduk. 1.77 cm boyuyla Matilda üzerimde yükseliyor — ben sadece 1.57 cm’im. Sessiz ve gözlemci — ama İsveçli arkadaşımı tanıdıkça kıvrak bir zekası ve ince bir espri anlayışı olduğu ortaya çıktı.
Son sekiz yılda, Matilda ve ben dışarıda tırmanmayı tercih etmeye başladık. Matilda’nın 2021'de İsviçre’deki ilk büyük duvar tırmanışının fotoğraflarını gördüğümde, ertesi yıl birlikte bir keşif gezisi yapmak için ona mesaj attım. Yolculuğun Rayu olacağını henüz bilmiyorduk ve ondan katılmasını istediğimde bunun onun ilk kampı olacağına dair hiçbir fikrim yoktu.
Birkaç ay sonra, Fransız Polinezyası’ndaki bir ada olan Makatea’ya yaptığım bir gezide fişek gibi bir sporcu olan Brette’yi tanıdım. Spor tırmanışın geliştirilmesine yardımcı olmak ve çevreyi etkileyen sorunları spor merceğinden incelediğim yeni şovum No Days Off için ekoturizmi keşfetmek amacıyla oradaydık. 30 yaşındaki Brett ile maceralarının vahşi hikayelerini paylaşırken hemen bağ kurdum: bir fırtına tarafından kuşatılmak ve bir portaledgede üç hafta geçirmek ya da Patagonya’da bir rotayı yalnız tırmanmak — çünkü tırmanmak istemişti ve bir partneri yoktu. 1.62 cm boyuyla benden biraz daha uzun, ama ekstra uzun bir kol açıklığım olduğu için aynı betayı paylaşabiliriz. Üst düzey alpinizm ve büyük duvar tırmanışı başarılarındaki geçmişinden dolayı, üzerine hiç de uzun uzadıya düşünmem gerekmeden onu da Rayu ekibine kattım.
Haziran 2022'de Brette ve Matilda uçağa atlayıp bir haftalığına Boulder’a geldi. Projeyi tartıştık, antrenman yaptık ve en önemlisi, şeffaflık, iletişim, niyet ve kırılganlıklarımıza bağlı kalarak ekip dinamiğimizi tanıdık. Geri uçtukları zaman, birlikte büyük maceramıza atılmaya hazır hissediyorduk.
16 Ağustos’ta İspanya’nın Bilbao kentine vardık, ekipmanlarımızı ve yiyeceklerimizi organize ettik ve Jetboil’lerimiz ve diğer son dakika malzemelerimiz için propan gaz stoklayarak şehir etrafında işler yaptık. Üç gün sonra, Bilbao’dan Picos de Europa’ya üç buçuk saat araba sürdük ve oteldeki huzursuz gecemden sonra Peña Santa’ya yürüdük. Vadi pembe ve mor kır çiçekler ve tatlı yeşil çimlerle renklenmişti. Yanımızdan dağ keçisi ile antilop arasında bir kırma olan Avrupa’ya özgü bir tür olan cantabrian chamois geçti, ve gün batımında Atlantik’ten ve altımızdaki tepelerin üzerinden geçen bir bulut denizi kıvrılıp altımızdan geçti.
21 Ağustos’ta, Rayu’nun dibinden sadece 30 dakikalık bir yürüyüş mesafesinde olan bir kamp kurduktan sonra, tırmanışımıza başladık. Stratejimiz, rotanın mümkün olduğunca çoğunu rota dibinden tırmanıp tanımaktı ve tırmanışın bazı bölümlerini, özellikle de 457 metre yükseklikteki 5.14b (Fransız 8c, UIAA XI-) lik ip boyunu gerektiği gibi çalışmak için fazladan zaman tanıdık.
Alpin ortam nedeniyle, hava raporlarımız nadiren doğru çıkıyordu. Rotayı öğrenirken, o kadar kalın devasa bulutlar tarafından sarılmış oluyorduk ki, kendimizi hedeflediğimiz rotamızdan birkaç metre uzağa tırmanırken ve bazen büyük gök gürültüsü ve şimşek fırtınaları bize çarpmadan hemen önce duvardan kaçarken buluyorduk.
“Sanırım aşağı inmeliyiz,” dedim Matilda’ya bir gün, Brette bir sonraki ip boyunun istasyonuna yaklaşırken. Ufuğa baktığımda, kara bulutlar hızla mavi gökyüzünü ele geçiriyordu. Brette’i istasyona indirirken, kocaman parçalarla takıt takır dolu yağmaya başladı.
“Aman Tanrım! Hadi bu duvardan inelim!” Brette, malzemelerimizi hızla kemerlerimize geri aktarırken. İniş malzemelerini ayarlayıp sabit hatlarımızdan aşağı indik.
Rotanın ilk yarısına aşina olmak için fırtınaların arasında, birkaç gün geçirdik. İlk bölümde ip boyları teknik olarak daha kolay olmasına rağmen, kaya daha gevşekti ve rota kıvrımlıydı; Tekrar dikey olarak ilerlemeye geri dönmeden önce en soldaki veya en sağdaki noktalara tırmanmak zorunda kaldık. Üçümüz arasında, Brette bu tarz alpin tırmanış konusunda en deneyimli olanıydı ve takozlar ile friendler gibi bazı zorlu malzeme yerleşimlerinin çözülmesine yardımcı oldu.
Sonunda Rayu’yu tanıdık. Güneye bakan duvarın üst kısmı saat 17.00'ye kadar güneşin altındaydı, bu yüzden 5.14b(Fransız 8c, UIAA XI-) bölümünde çalışırken bir buçuk hafta boyunca ana kampta uyuduk. Her gün gölgenin yavaşça duvara süzülmesini bekledik, sabit hatta yükselip kilit ip oyuna çıkıp her birimiz gün batımından önce bir veya iki deneme attık.
Aşındırıcı kireçtaşı, Rayu’nun en zorlu yönlerinden biriydi. Kireçtaşı parmaklarımızın uçlarını ısırıyordu ve rotada sadece iki ila üç denemeden sonra parmak uçlarımız açılmıştı ve kanıyordu. “Cildimin bu kadar kötü olduğunu hiç görmemiştim,” dedi Matilda bir gece.
Sert hava koşulları, tırmanıcıların “deri üretimi” olarak adlandırdıkları şeye odaklanmak için bize zaman verdi. Shea yağı ve aloe’den oluşan bir merhem olan Climb Skin’i ellerimize bol miktarda sürdük ve çiğ, pembe parmaklarımızı iyileştirmek için her gece uyumadan önce Neosporin’i Band-Aids ile uyguladık. Birkaç gün sonra, duvarda birkaç deneme daha yapmamıza yetecek kadar deri yeniden çıkmış olacaktı.
4 Eylül’e geldiğimizde, Rayu’nun her ip boyunu serbest tırmanmıştık — ya da düşmeden lider tırmanmıştık. Matilda, 5.14b (Fransız 8c, UIAA XI-) bölümünü lider gönderirken ben de top-rope gönderdim ve bütün duvarı gönderme girişimimizde de lider gönderebileceğimden emindim. Şimdi bu yaptıklarımızın aynısını yerden zirveye kadar arka arkaya tırmanarak tek bir seferde yapmamız gerekiyordu. Posada de Valdeón’da dört gün dinlendikten ve fırtınaların geçmesini bekledikten sonra, 8 Eylül’de, tüm rotayı tırmanmak için ilk resmi denememizi yapmaya hazırdık. Güneş doğduktan hemen sonra uyandık, artık ezbere bildiğimiz patikayı takip ederek duvara geri dönmeye hazırdık. Yumurta ve kahveden oluşan hızlı bir kahvaltıdan sonra, çantalarımızı aldık ve uyuyan kasabanın boş Arnavut kaldırımlı sokaklarına yöneldik, burada bizi 4×4 taksimiz karşıladı ve bizi 45 dakika boyunca dolambaçlı bir dağdan toprak bir yolun sonuna kadar götürdü. Araçtan atladık ve dağlar boyunca yürüdük, 4.8 kilometre boyunca 1830 metre yükseklik kazandık, bu da bizi ana kampımıza ulaştırdı. Çantalarımızı önümüzdeki birkaç gün boyunca duvarda geçirecek şekilde hazırladık ve kalan bir buçuk kilometre boyunca Rayu’nun tabanına doğru yürüdük. Perşembe günüydü ve hava tahmini Pazar gününe kadar istikrarlı bir hava öngörüyordu. Sonrasında bir kasırga geliyor olabilirdi.
Planımız, her ip boyunu başarılı bir şekilde gönderip gönderemeyeceğimizi görmek için sıfırdan bir atak (push) yapmaktı. Brette, Matilda ve ben, liderliği değiştirerek farklı bölümleri lider tırmandık, ancak hepimiz en zor olanı lider göndermek için bir şans istiyorduk. Benim ekstra bir zorluğum vardı: kalça ameliyatlarım tırmanma tarzımı değiştirmişti, bu yüzden kaybettiğim esnekliği karın stabilitesi ve gücü ile değiştirmek zorunda kaldım. Kariyerimin en zorlu büyük duvarlarından birini yepyeni bir hareket tarzıyla denemek üzereydim.
Sırayla lider tırmanarak rota boyunca yukarı ilerledik. Boy farklılıklarımız nedeniyle, Brette ve ben en zor ip boyunda Matilda’dan çok farklı bir betaya sahiptik; Matilda tırmanışın dik kireçtaşı yüzünde dikey bir dans gibi görünmesini sağlayan sekanslarla süzüldü. 5.14b’yi bu yerden yukarı atağımızda tekrar gönderebileceğinden emindim ama benim için kolay olmayabileceğini biliyordum.
Duvardaki ikinci günümüzde, duvarın ortasında bir sette uyuduktan sonra, Matilda kilit ip boyunu gönderdi. Teknik olarak, ekibin rotayı başarıyla bitirdiğini ilan etmek ve rekoru kırmak için ne Brette in ne de benim kilidi tırmanmama gerek yoktu. Fakat Matilda’nın da hissettiği gibi Rayu’yu tamamlamış gibi hissetmek için kilit ip boyunu serbest bırakmam gerektiği konusunda oldukça nettim. Bu nedenle, hava durumunu göz önünde bulundurarak, ip boylarının geri kalanını zirveye doğru tırmanmaya devam etmeden önce bunu öncelik haline getireceğimize karar vermiştik. Matilda ip boyunu gönderdikten sonra tekrar aşağı indi ve ben de 5.14b’ye girtim. İstasyondan beş hamle önce düştüm. Sonra tekrar düşmeden önce istasyona bir hamle daha yaklaştım. Brette ve ben ertesi gün 5.14b’de alternatif lider denemelerine devam ederken, Matilda setin üzerinde dinlendi.
Sorun şu ki, parmaklarım her uçtan kanıyordu ve kaslarım yorgundu, daha az patlayıcı kuvvetim varmış gibi hissediyordum. Son bir kez daha denememe karar verdik ve sonra, benim mi Brette’in mi yaptığına bakmaksızın, sonraki iki 5.12 (6c, IX) lik ip boyunu tırmanıp ve zirveye giden son kısmı bitirecektik. Bu benim son şansımdı.
Güneşin rotadan gitmesini beklerken, parmaklarımdaki yarıkları yapıştırdım ve üzerlerini bantladım. Kireç taşına yaklaştım, kendime dinamik sekanslara bağlı kalmayı, ayaklarıma güvenmeyi ve geri durmamayı hatırlattım. “Buna sahipsin, Sashy,” dedi Matilda. “Bunu yapabileceğini biliyorsun. Baskıyı seviyorsun!”
Bir düşüşün bu bölümde başarısız olduğum anlamına geleceğini biliyordum, ama şimdi bunun için endişelenemezdim. Şüpheyi bırakmam ve tamamen kendimi vermem gerekiyordu. İlk kilidi geçtim — baya gergin tırmandım — sonra ikincisinden önce dinlenecek bir pozisyona girdim. Parmaklarımdaki bütün o bantlar sürtünmemin önüne geçiyordu, ama ham yaralarımı kaya kristallerinin ısırığından koruyordu. İkinci kilidi de tırmandım ve kendimi iyi hissediyordum; artık ne yapacağımı biliyordum. Sonra, istasyona yani rotanın dördüncü ve son bölümüne giden üçüncü kilitten önceki dinlenme pozisyonuna geldim. Ellerimi dinlenme pozisyonundayken salladığımda, kayan bandın altındaki parmaklarımdan fışkıran kanı hissedebiliyordum. Matilda ve Brette’in aşağıdaki istasyondan tezahürat yaptıklarını duydum.
“Güçlüsün!” Brette aşağıdan seslendi.
“Çok iyisin, çok güçlüsün. Bunu yapabilirsin,” diye bağırdı Matilda. “Her şeyini ver!”
Enerjileriyle canlanarak, bandı ısırıp çıkardım ve sol yüzük parmağımı tek bir parmak cebine koydum, mümkün olan en iyi şekilde tutması için derinlere soktum. Sonra küçük bir kristale uzandım, sol ayağımı yükseğe çektim, yerinde durması için sürtünmeye güvendim ve zıpladım. Tutamağa tutundum, karın kaslarımı sıktım ve sağ ayağımı yukarı kaldırdım. Çığlık attım, parmak uçlarımın altındaki acıyı kabullendim ve kaslarıma devam etmelerini söyledim. Bir sonraki bolta geçtim, önümdeki son sekanslara. Kuruş büyüklüğünde bir çıkıntıya baktığımda, “Şimdi kaçmasına izin verme!” diye düşündüm. Bir yolunu bul.
Bu benim son şansımdı. Tüm gücümü kullanırken, yerden 1.600 fit yükseklikteki hassas traverste sakin kalmam gerekiyordu. Son sekanslara daldım, sağ elimin işaret parmağını kullanamıyordum çünkü kanla kayganlaşmıştı. Sağ elimle yarım santimetre genişliğinde bir kaya parçası olan krimpi tuttum ve sola uzandım. Sadece dayanmam gerekiyordu. Önceki dört denememde duvarda düştüğüm noktayı geçmiştim. Çıt çıkarmadan, hassasiyetle tırmandım; Bırakmak istemiyordum. Hassas bir şekilde, son birkaç hamlede ilerledim, bu noktada son zorlukla karşı karşıya kaldım: vücudumu istasyona bağlayabileceğim son iyi tutuşa kadar fırlatmak. Sadece git, diye düşündüm.
Uzayda ağır çekimde hareket etmek gibiydi. Kanlı elimin altındaki tutuşu hissedene kadar nefesimi tuttum.
“Aman Tanrım!” Çığlık attım. Yapmıştım.
Brette bir kez daha denedikten sonra, hepimiz zirveye doğru kalan 5.12 (6c, IX) lik ip boyu boyunca yerden zirveye tırmanış atağımıza devam ettik. Gerçek zirveye giden son kısmı tamamlamak için ipten çıktık ve dağın zirvesinde birlikte durduk. Orada, gün batımında, çok uzak olmayan ufukta Atlantik Okyanusu ile bir bulut deniziyle çevrili, hayalimizi gerçekleştirdik. Rayu’ya başarıyla tırmanmıştık.
Tüm ekibimiz olmadan bu başarıyı elde edemezdik: Ryan Sheridan, Priscilla Mewborne, Chris Alstrin, Michael Potter ve Fran Gonzalez. Artifactual Media, Female Focused Adventures ve Sender Films tarafından ortaklaşa üretilen film, bu baharda vizyona girecek.
Makalenin orijinali: https://www.outsideonline.com/outdoor-adventure/climbing/hardest-big-wall-climb-women-team/?scope=anon